Sayfalar

15 Ekim 2014 Çarşamba

Avrupa, siyaset ve semboller

Avrupalılar için siyasette, politikada ve savaşta sembollerin, sembolik hareketlerin büyük önemi vardır. Özellikle sembolleri kullanarak birçok yerde kendilerini tatmin etmeye çalışırlar. Bunun birçok örneği vardır. Mesela II. Dünya Savaşı sırasında Almanya, Fransa’yı işgal edince Hitler Almanların I. Dünya Savaşında teslim anlaşmasını imzaladığı tarihi vagonda, bu defa Fransızların teslim anlaşmasını imzalamasını istedi. Şark Ekspresinin 2419 numaralı vagonu müzeden çıkarıldı. Bu tarihi vagonda bu kez Fransa’nın teslim anlaşması imzalandı. Bu vagon daha sonra Almanya’ya götürüldü. Hitler aynı vagonda bu sefer Fransızları ezdi. Vagon bu önemli intikamın bir sembolüydü. Çok sonraları Almanya için birtakım tehlikeler göründüğünde Alman subayları bu vagonu yakmışlardır, çünkü biliyorlardı ki sıra tekrar Fransa’ya gelecekti.

Truva’ya saldıran ve Doğu medeniyetini temsil eden bu kentin kahramanı Hektor’u öldüren ordunun komutanı Agamemnon’du. Çanakkale’ye saldıran en büyük İngiliz zırhlısının adı da Agamemnon’du. Osmanlı’nın yıkılışını başlatan Mondros mütarekesi de Agamemnon gemisinde imzalandı.

1915'te, yani tam 3000 yıl sonra aynı yöreye saldıran düşmanın gemilerinden birisi Akaalıların ( Ege'nin diğer tarafındaki Yunan halkları ) komutanı Agamemnon'un adını taşıyordu.

Bir diğer örnek ise, Selahattin Eyyubi ile alakalı. "Kudüs ve Mescid-i Aksa, Haçlilarin isgâlinde oldugu müddetçe, ben nasil olur da gülebilirim, sevinebilirim, istedigim gibi rahat yemek yiyebilirim ve hele gözüme uyku girebilir?!" demiş ve 88 yıldır Hıristiyan egemenliğinde bulunan Kudüs’ü, 49 yaşında iken, Haçlı Ordusu’ndan almıştır.

Buna karşılık, 11 Aralık 1917 tarihinde Kudüs'e giren İngiliz Orduları Komutanı Orgeneral Edmund Henry Hynman Allenby, Selahaddin Eyyubi'nin mezarına vurarak; 'Kalk Selahaddin biz yine geldik' şeklinde bir konuşma yapmıştır

Ve İngiltere'nin meşhur kırmızı çantası. Bu eski tahta bavul sadece ve sadece büyük gündem yaratan meselelerden önce ortaya çıkar; kraliçe, başbakan ve kamaralar nezaretinde açılır.
Çanta, tekrar ortada. Bekleyip, göreceğiz!