Ne zamandır aklımda olan bir ızgara yöntemini deneme fırsatı buldum.
Organik atıkları ise kompost ( gübre ) yapmak için balkonda bir teneke kutuda biriktiriyorum. Çöpe atmak yerine peynir kutusu içine döküp, çay posası ile birlikte gübreleşmeye bırakıyorum. Zaman zaman toprak ile örtüp karıştırabilirsiniz.... neyse
Portakal kabuklarını soba sıcağında ya da kalorifer peteğinde kurutabilirsiniz. Hem güzel bir koku veriyor hem de kuruduğunda çıra gibi yanıyor.
Aynı zamanda kek ...vb içinde de kullanabilirsiniz.
Kuruduğu için artık akma, kokma yapmıyor, çöpe giderek ziyan da olmuyor ( köy de olsanız ya da bahçeniz olsa durum başka )
Kuruduktan sonra ise aşağıdaki gibi oluyor;
Çerez kabuklarını ( fındık, fıstık, badem, ceviz ...vb. ) atmayı sevmiyordum, uzun bir süre boyunca biriktirdim.
Ateşi ise aynı yerde sakladığım yumurta kolileri, ilaç kutuları, tuvalet kağıdının ortasında olan kartonları ile yaktım.
Köz aşağıdaki gibi hazır hale geldiğinde kurutulmuş portakal kabuklarını atmaya başlıyoruz.
Köze attığım portakal kabukları;
İlk başta yanmayacak gibi durdu, ateşi boğdu sandım. Duman tütmeye başladığında hemen alev aldı. Ortalık portakal kokmaya başladığında planın işlediğini anladım. Bu çıra gibi kurumuş kabuk, çok güzel tütsü verecekti.
Hemencecik tenekeler ile kurduğum düzeneğe ızgaraya dizilmiş hamsileri yerleştirdim.
Bu düzeneği yerleştirdiğimde yaklaşık 50 cm yukarıda elimi tutamıyordum, demek ki portakal kabuklarının kalorisi yüksekti.
3 ızgara hamsiyi pişirirken "bana mısın?" demeyen köz, saatler sonra şu şekilde idi:
Akşam karanlığı çöktüğünde köz adeta nefes alıyor gibiydi.
Köz soğuduğunda ise, kalan külü dünyadaki tek dikili ağacımın dibine döktüm.
Ordu'da "taflan" desek de Karadeniz'de "Kara yemiş" olarak bilinir.