Sayfalar

4 Ocak 2022 Salı

Odamda

ben miyim bu şeylerin sahibi?

kafamda bir çocuk var meraksız.

iç alemim oyuncaktan farksız;

odam, içime bir ayna gibi.


bir ışık oyunu var tavanda.

gölgeler seslerle birleşiyor

ve bir karga beynimi deşiyor

azaplar kemirdiğim bu anda..


kardeşini öldürüyor kabil,

içimde bir yalnızlık duygusu;

ölüm kadar uzun yaz uykusu,

sıkıntı ile geçen sahil...


bağlanıyor bir iple bir sürü

düşünce köyleri birbirine,

çöküyor her şeyin üzerine

hülyam boyunca kurduğum köprü.


ve doluyor sessiz, ordularım

durmadan, dinlenmeden odama;

urbam içinde yatan adama

hayretle bakıyor dört duvarım.


kardeşini öldürüyor kabil,

içimde bir yalnızlık duygusu;

ölüm kadar uzun yaz uykusu,

sıkıntı ile geçen sahil...


düşüp yatağın dalgalarına

günlerce sürüyor bu yolculuk,

durmadan akıtıyor bir oluk

korkuyu sükutun mezarına.


ve delirmenin tatlı vehmini

sessizlik odama dolduruyor,

kargam hala başımda duruyor

bulmakçün beynimin cehennemini


kardeşini öldürüyor kabil,

içimde bir yalnızlık duygusu;

ölüm kadar uzun yaz uykusu,

sıkıntı ile geçen sahil...


dünyaya tek gelen insan gibi

atlıyorum bir hint dağına

giriyor kafamın darlığına

kimsesiz dünyaların sahibi.


gidip, gidip gelmede aynı his,

iskeleye ulaşmıyor çıma.

dikiliyor ansızın karşıma

boynum kalınlığındaki ceviz.


kardeşini öldürüyor kabil,

içimde bir yalnızlık duygusu;

ölüm kadar uzun yaz uykusu,

sıkıntı ile geçen sahil...