Sayfalar

10 Kasım 2014 Pazartesi

Kartacalı Hannibal

Kartacalı Hannibal ( Hannibal Barca ), tarihte bilinen en büyük komutanlardan birisidir. Hannibal’ı eşsiz yapan ve tarihin farklı dönemlerinde sahneye çıkmış diğer komutanlardan ayıran yönü ise uyguladığı savaş stratejileridir. Diğer yandan tarihte ses getirmiş ilk büyük anti-emperyalist komutandır. Emperyalist Roma’ya karşı büyük savaşlar vermiş ve birçoğunda tarihin akışını değiştirecek zaferler kazanmıştır. Mustafa Kemal Atatürk ile ilk ortak yönü budur. Atatürk Anzak askerleri için "onlar artık bu topraklarda yatıyor, onlar da bizim çocuklarımızdır" derken her iki tarafın da emperyalizm kurbanı olduğunu söylüyordu. Her iki komutan da emperyalist devletlere karşı savaşarak tarih sahnesine çıkmış ve eşsiz stratejileriyle büyük zaferler kazanmışlardır. 



Emperyalist Roma, Kartaca Medeniyetiyle Akdeniz üzerinde büyük bir çekişme içerisindedir ve Kartacalı Hannibal’ın babası daha önce birçok kez Roma’ya karşı savaşmış ve büyük yenilgiler almıştı. Kartacalı Hannibal, daha çok erken yaşlarda, henüz bir asker değilken, babasına ömür boyunca Roma’ya karşı kin besleyeceğine ve Roma’nın en büyük düşmanı olacağına dair yemin etmiştir.

Hannibal büyük bir komutan haline gelip ordusunun başına geçtiğinde Emperyalist Roma ve Kartaca İmparatorluğu arasındaki çekişmeler son hızıyla devam ediyordu. Kartacalı Hannibal, Roma orduları ile savaşmaya karar verdiğinde bu savaşın Roma topraklarında olması gerektiği fikrini yürüttü. İşte tam da bu noktada eşsiz dehasını ve cesaretini kullanarak 20.000 piyade, 6.000 ağır süvari ve ordusunu diğer ordulardan farklı kılan savaş fillerini Kuzey Afrika’dan, bugünkü İspanya topraklarına taşıyarak Roma’ya doğru yürütmeye başladı. Özellikle sıcak iklime alışkın piyade birliklerini ve fillerini, soğuk ve 3000 metreye varan yükseklikleriyle, karla kaplı Pirene dağlarından yürütmeye çalışmak oldukça çılgınca ve cesaret isteyen bir harekettir. Fakat Kartacalı Hannibal büyük zorluklara rağmen bunu başardı ve büyük kayıplar vererek ordusuyla Avrupa kıtasının ortasında bir duvar gibi yükselen soğuk ve karlı Alpler’i aşmayı başardı. Bu durum karşısında şaşkına dönen Roma ordusuyla 2 kez karşılaştı ve Roma’yı büyük bir bozguna uğrattı. Fakat Afrika’daki 3. Pön savaşında senato karışıklıkları sebebi ve Kartaca devlet adamlarının kendisini arkasından vurmasıyla Roma karşısında büyük bir yenilgiye uğradı. 3. Pön savaşından sonra Emperyalist Roma bölgenin büyük hâkimi oldu.

Kartacalı Hannibal ise Anadolu’ya sürgüne gönderildi. Fakat Roma’da kendilerine birçok kez büyük yenilgiler yaşatan Kartacalı Hannibal korkusu hiç sönmedi. Kartacalı Hannibal mutlaka öldürülmeliydi. Hannibal sürgün yıllarında Bitinya’da ( bugünkü ismiyle Gebze’de ) bulunan Bitinya saraylarında askeri danışmanlık yaptı. Bitinya’nın kendisini Roma’ya teslim edeceğini anladığında kendisini zehirleyerek Roma’ya teslim olmamak için yaşamına son verdi.

Gebze’de şans eseri bulunan eski bir mezarın ise Kartacalı Hannibal’a ait olduğu düşünülüyor.

Kartacalı Hannibal’ın mezarının nerede olduğu bilinmiyor fakat ölüm yeri olan Gebze’de anısına dikilmiş bir Kartacalı Hannibal heykeli bulunmaktadır. Bu heykel 1937 yılında, Mustafa Kemal Atatürk tarafından, büyük komutan Kartacalı Hannibal anısına, öldüğü yer olan Gebze’ye, diktirilmiştir.

Kuşkusuz Mustafa Kemal Atatürk, Kartacalı Hannibal’ı çok iyi tanıyan bir komutandı. Askeri okulda eğitim gördüğü sırada Kartacalı Hannibal’ın stratejilerini öğrenmiş ve içinde bu büyük komutana karşı büyük bir sevgi oluşmuştu. Diğer yandan Kartacalı Hannibal’ın savaş stratejilerinden birçoğu Kurtuluş savaşımızda Yunan ordularına karşı başarıyla kullanıldı ve Yunan ordularına karşı büyük zaferler kazanmamızı sağladı. Mustafa Kemal de büyük ihtimalle Kartacalı Hannibal ile arasındaki ortak yönleri biliyordu. Her ikisinin de Emperyalist devletlere karşı savaştıklarının farkındaydı. Bu yüzden Hannibal’ın heykelini öldüğü yere diktirerek ona olan saygısını göstermiş ve topraklarımızda yatan bu büyük, cesur ve emperyalist güçlere karşı savaşmış komutana gereken değeri vererek O’na sahip çıkmıştır.







"Ya bir yol bul, ya bir yol aç ya da yoldan çekil"